27 Ekim 2012 - 12:53

Aşkın son habercisi O gönüller sultanı Elinde aşk incisi Hakkın büyük furkanı Yirmi üç yıl sevgiyle gönül gönül dolaştı Mukaddes hedefinde Allah için savaştı Küfr ile cehaletin azmış kanlı güruhu Kalmamıştı onlarda Adem'in asil ruhu İnsan eti yenirdi adeta o dönemde Şeytan icadı putlar dikilmişti Haremde

O harem ki Tevhidin yeryüzü simgesiydi

İstilaya uğramış İbrahim kabesiydi

Putların çirkin yüzü oraya hükümrandı

Cehennem ifritinin akibeti hüsrandı...

 

Hak gelince şer-batıl, zail olup alçaldı

Zaten alçaktı şeytan sonsuz hüsranda kaldı...

Yok etti karanlığı La-İlahe-İllallah

Parlattı insanlığı Lebbeyk ya Rasulullah

 

Son demleriydi artık Muhammed Mustafanın

Başlıyordu matemi ol ıtret-i Ta-Ha'nın

Toplandılar başına o Nübüvvet gülleri

Boğuldu gözyaşına Velayet bülbülleri...

 

Bütün ömrü daima ne kadar da berraktı

Dünyaya gelişinden belliydi Yar olacaktı

Onun doğduğu gece neler olmuştu neler

Kapkaranlık dünyayı sarmıştı mucizeler

 

O kadar güzeldi ki, hiçbir göz Ondan başka

Bir güzel görmemişti, alem tutuldu aşka

Onun eşsiz cemali yüzbin Yusuf ederdi

Kararan bu dünyaya yeniden ışık verdi

 

Onun Mekke yılları zorluklarla doluydu

O, iki kurbanlığın canlar canı oğluydu

Çok erken bir dönemde yetim kaldı sevgili

Yetişti imdadına Mekkenin bilge dili

 

Hazreti Ebu Talib Onun can kalesiydi

Fatıma bint i Esed şefkatli annesiydi

Unutmazdı Ona yar O büyük insanları

Anarak dualarla anlatırdı Onları

 

Onlarla geçen yıllar gözlerinde canlandı

Başta herkes karşıyken,Onlar Ona inandı

Vefa denilen erdem Onların mirasıdır

Mümin'in güzelliği iman ve ihlasıdır

 

Fedakar Haticesi düşmezdi hiç dilinden

Hüzün yılı ayrıldı Mübarek sevdiğinden

Ne desin ayrılığa, gelemez isteyince

Nerdesin ey vefakar...Söylerdi özleyince

 

Onunla evliliği Allah'ın hikmetiydi

Biribirine Onlar Hakkın bir nimetiydi

Mükemmel Nur Hatice doğacaktı Zehrayı

Masumiyyet incisi O yüce Fatımayı

 

Onu eşi olarak beğenip seçtiğinde

Cümle gönül mülkünü Mihriyye verdiğinde

Ne kadar da mutluydu kutlu Haticesiyle

Ona hep şöyle derdi şefkat dolu sesiyle

 

Bana aşkını veren ay-ışığı nur yüzlüm

Dünyamı renklendiren bakışı mahmur gözlüm

Ruhumun tadı sensin ey nadide çiçeğim

Seni en güzel aşkla herzaman seveceğim

 

Ey seçilmiş sevgili,evimin güzel süsü

Ey mutluluk sahili, gönlümün aşk büyüsü

Hayırlı eş Haticem yegane dilberimsin

Zarafet seyyidesi, benim soylu perimsin

 

Onun hatırasını daima canlı tuttu

Çünkü Hatice Ona verilmiş ilk umuttu

Saygıda kusur etmez çok severdi Rasulü

Hele o davetini canla başla kabulü

 

Hatice imanıyla baştan-başa gönül'dü

O, Risalet bağında açan muhteşem gül'dü

Yedi-yıl peygamberle Ali namaz kılmıştı

Ve sonra Hatice'si Onlara katılmıştı

 

Akardı gözyaşları o cennet gözlerinden

Arardı bakışları belliydi sözlerinden

Ey vefalı Haticem bırakıp beni gittin

Ruhuna selam olsun aşkıma iman ettin

 

Hamzayı da çok arar, yanardı o haline

Uhud günü dağılan o mazlum cemaline

Sarsılmıştı derinden, Onu öyle görünce

Koca arslanı, alçak o şekil öldürünce

 

Kalp yakan hüzünleri kalplere hitab-eden

On-yıl önce gelmişti, O hicretle Mekkeden

Konuktu Medinede O mükerrem nazlı Yar

Mübarek ömrü tamam dönüyordu Şehriyar

 

Dönüşü yüce dosta, alemin Rabbı'na'ydı

Terleyen gül çehresi İlahi dolunay'dı

Kaynıyordu Medine uğultulu derinden

Bu sefer Ali geçti buğulu gözlerinden

 

Nübüvvetin ruhuydu O Velayet İmamı

Adaletin suruydu, Hilafetti makamı

Aşıktı Ona Rabbi, O özün en özü'ydü

Hayber günü söylenen bu söz Hakkın sözüydü

 

Hendekte yine Ali, sancak Onun elinde

Ali'nin bir darbesi tuttu İslamı zinde

Bedir-Huneyn zor günler Arslanın gayretiyle

Allah zafer vermişti yenilmez kudretiyle

 

O, Fetihte kırmıştı Kabedeki putları

Onunla dağıtmıştı kapkara bulutları

Fetih suresi Onun hak şanında inmişti

Kendisi açıklamış, Ali de sevinmişti

 

O, gelmişti dünyaya Kabenin kucağında

İmamet güneşiydi, O Tevhid ocağında

O,her-yerde Onunla, üçüncüsü Cebrail

Otuz-üç yıl boyunca olmuştu Hakka nail

 

Hakkında çok ayetler açık-açık inmişti

Herkese fazileti en baştan söylenmişti

Gadir-i Hum'da tekrar tasdiklendi Velayet

İndi kemal-i dini bildiren en son ayet

 

Önceki tüm Resuller söylerdi Vasi'sini

Bu Tevhid-i gelenek yaşatırdı hak-dini

Şimdi ümmet babası vasiyyet buyuracak

Allah'ın hak emrini son defa duyuracak

 

Çağırttı huzuruna o asık yüzlüleri

Yeniden tekrarladı bu ilahi sözleri

Benden sonra Ali'den ayrılmayınız asla...

Her-biriniz bir yola sapmayın ihtirasla

 

Ebedi bir vasiyyet bırakmak istiyorum

Ne diyorsam bilin ki ben Rabbimden diyorum

Sanki kıyamet koptu bağırdılar Emin'e

Bize o kitap yeter sayıklaman kendine...

 

Çünkü Allah Kur'anda bildirmişti şanından

Elçim boş söz söylemez size kendi yanından

Ok yaydan çıkar gibi çıktılar ortalığa

Hayrette kaldı alem bu sahte softalığa...

 

İsyana yöneldiler korkarak vasiyetten

O gün dini böldüler, farkı yok cinayetten

Peygamberi susturup tek söz söyletmediler

Açılmış o sancağın altına gitmediler...

 

Gittiler Sakifeye, halife seçmek için

O mahzun Peygamberin yerine geçmek için

Medine göklerinden küskün gitti dolunay

O hüzünler şehrinden yükseldi vaay baba-vaay...

 

Fatıma söylüyordu ayrılık mersiyesi

Artık, zindan olmuştu saadet Medinesi...

Nasıl da vefasızdı o çarçabuk dönenler

Yıllarca peygambere dost yüzlü görünenler

 

Ehlibeyt (a.s) Şairi Hüseyin Yalçın Kerbelai

ABNA.İR

İLGİLİ HABERLER

1. Sakife’den Kerbela’ya (2)